11 Mart 2013 Pazartesi

Fenerbahçe vs Bursaspor



   Bu sefer oldu ! Fenerbahçe daha önce iyi oyun örneklerini getirmişti karşımıza hatta saçma bir şekilde kaybedilen Beşiktaş maçı bile zaman zaman bu iyi oyunu gösterdi bizlere. Türk futbol tarihinin en kötü sezonlarından birini seyrederken buna ayak uyduran Fenerbahçe'yi izlemek oldukça can sıkıcıydı. Ligin ikinci yarısıyla sanki işler değişti gibi. Emre ve Webo'nun takıma yaptıkları katkı üst seviyede geride kalan oyuncuların yükselen form grafikleri ve istekleri ile saha içinde ve puan tablosundaki esen fırtınalar yerini güneşe bıraktı.

   Sezon başından bu yana lider konumunda bulunan Galatasaray'ın kaybettiği puanları elinin tersiyle her defasında iten bir Fenerbahçe bu sefer farklı davrandı ve ben de yarıştayım dedi. Geçen haftaki derbi kaybedilmemiş olsa şuan bir numaralı şampiyonluk adayı olacaktı ama o fırsatta daha öncekiler gibi kaçırıldı. Bursa maçı sürekli yazdığım şekilde yine ilginç başladı. Özellikle Kadıköy'de ilk golü yemeden maça başlamak imkansız hale geldi. Yenilen gole gösterilen reaksyon ve karakter çok iyiydi. Emre ve Meireles'in müthiş oyunu skoru getirmede en önemli etken oldu. Emre sakatlanıp erkenden çıkmasa maç çok daha erken kopabilirdi çünkü Emre'nin  attığı gol ve arzusu üst düzeydi. Bursa'nın eksikleri özellikle defansta Serdar Aziz dezavantajlar getirse de Bursa'yı oynatmayan Fenerbahçe demek daha doğru olur.

   Kanatların kullanımı ve takımın başarılı pas yüzdesi sebebiyle (%90) rakibe karşı dominant bir oyun sergilendi. Hücuma Gökhan kadar katkı yapan Mehmet Topuz  kusursuzdu. Sakatlanan Emre yerine giren Mehmet Topal da 44 pasla takım ortasahasını  düzenlemede etkili oldu. Kuyt'tan bahsetmek için ayrı bir yazı yazmak gerekecek çünkü yaptığı işe şuan sadece saygı duymak elimizden gelir. Haftalardır kötü olan Meireles ise bambaşkaydı. Gerek defansta gerekse de hücumda aldığı sorumluluk ve yaptığı işler muazzamdı hep böyle oynarsa farklılık yaratacağı aşikar. Bu kadar iyi oyun ve oyunculardan bahsederken kötü olanları da es geçmemek lazım. Semih ve Cristian maçın en kötü isimleriydi. Cristian ofansif hücum oyuncusu olmasına rağmen maç boyu hücum bölgesine gönderdiği top sayısı sadece "4". Varın performansını siz değerlendirin...

   Fenerbahçe dün akşam 47. resmi maçına çıktı. Bunun 25'i lig, 13'ü Avrupa ve 9 tanesi de kupa maçıydı. Fenerbahçe elemeye çok yakın olduğu Plzen'e elense bile minimum 59 resmi maça çıkmış olacak ki bu sayı Türkiye rekoru. (Galatasaray 99/2000 sezonu) Plzen geçilirse bu sayı 61 Türkiye kupası finali ve Avrupada daha ilerleme olursa 65 maçla sezon tamamlanmış olacak. Bu anlamda zirvede olan Barcelona Avrupa finali görse dahi 62 maç görmüş olacak. Anlatmak istediğim bu denli yüksek maç sayısına rağmen takım 3 kulvarda ilerliyor. Kadro genişliği yardım etse de fizik güç yerinde olmasa bu maç sayılarına dayanmak imkansız. Bu duruma biraz da saygı göstermek zorundayız. Şampiyonluk şansı hala fazla değil ama artık işin için de olan bir Fenerbahçe var. Fenerbahçe varsa orada son söz söylenmemiş demektir. Önümüzdeki günler umarım iyi geçer...

Mert Öztürk

İstatistikler için kaynak[noavas blog] ve MatchStudyTr kullanılmıştır.