21 Şubat 2013 Perşembe

Fenerbahçe vs Bate Borisov



   Standart yoksunluğu... Fenerbahçe için bu maçın özeli haricinde sezonun genelini açıklayacak en nitelikli söz bence. Takım iyi oyunu da kötü oyunu da bir standart üzerine oturtamadı aylardır. Sivas-Mersin-Trabzon maçları takımın iyi oyuna yaklaştığını hissettiren maçlar olarak gözükse de Bate maçları da tam tersini gösterdi. Yakın zaman dilimi içinde bu kadar farklı oyunlar yazıya başlarken bahsettiğim standart yoksunluğundan ibaret. İlk maçtaki kırmızı kart ile 90 dk o şartlarda eksik olmaya rağmen gelen skor iyi demiştim ama oyun çok kötüydü. Kaleye atılan tek şut isabetsizdi. Bu akşam da farklısı olmadı aslında.

   Maçın genelinde hakimiyeti alamadık. Emre'nin takımda olmayışı açıkçası fena oynamamasına rağmen Salih'in pas akışını kontrol edememesi sebebiyle geçen maçlara göre farklı bir görüntüye sebep oldu. Şanslı olan taraf rakibin oyun başında aynı Meireles gibi anlamsızca kırmızısı ve yine topla birlikte tehlike bölgesinden uzaklaşan Sow'un düşmesiyle gelen penaltı golü. Rakip 10 kişi ve golü de yemesine rağmen Fenerbahçe iç sahası kale gibi olan takım görüntüsünden çok uzak. Bugünkü maçtan sağdan ve soldan defalarca orta açıp yaklaşık %80-90 gibi bir oranla başarısız olduk. Avrupa düzeyinde bir sağ bek denilen Gökhan ki buna katılmıyorum, ne zaman orta açacak merakla bekler olduk.

   Bate Borisov'un ilk maç sonraki yazımda ne kadar kaliteden uzak bir takım olduğunu vurgulamıştım. Bugünde çok net gözüktü aynı durum. En etkili silahları kontra atak bile ellerinde eriyip gidiyor. Oyuncu performanslarında en göze batan isim Mehmet Topal'dı. Takımı ileriye götürmede geride top kazanmada çok faydalı oldu. Geldiği günden bu yana en iyi futbolu diyebilirim. Bunun dışında bir kaç hatası olsa da Ziegler ve Salih de iyi oynadılar. Kuyt toparlandığı Trabzon maçının ardından yine kötü bir oyun oynadı. Webo ve Sow da sanki maç temposuna bağlı düşüşe geçtiler ama Sow'un durumu biraz farklı. Sow için her ne kadar komple bir forvet desek te kanat oyuncusu değil. Solda oynadığı maçlarda daha çabuk yoruluyor. Webo'nun yanına forveti çiftelemeye geldiğinde ise sol bek oynayan yalnız kalıyor o bölgede. Bu işe bir çözüm gelmesi lazım.

   Maçın 62. dakikasına özellikle vurgu yapmak istiyorum. Salih vasat üstü bir performansla ve yorgunluk etkisiyle kenara gelirken yerine giren oyuncu Selçuk Şahin. Ve 62. dakikaya kadar Bate ciddi anlamda kalemize gelemiyor. Bir teknik adam başarılı olur veya başarısız olur bu anlaşılır. Fakat bir tek anlamadığım şey hoca defalarca ve sürekli şekilde bir takımın oyununu nasıl baltalayabilir ? Bu değişikliğin Bate'yi üzerine çekeceği belliyken nasıl bu hamle yapılır ? Anlamaya çalışmasak daha iyi olacak galiba.

  Son 16 takım arasından Napoli'ye iki maçta 5 gol atıp eleyen Plzen ile eşleştik. Tabi Napoli'nin elenirken Avrupa Ligi'ni ne kadar ciddiye aldığı da muamma. Benim için bir kapalı kutu takım daha. Araştırma yapmadan haklarında konuşmak hatalı olur. Umarım herşey istediğimiz gibi devam eder. Sağlıcakla kalın...

Mert Öztürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder